Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Gökyüzünün aydınlık ve yıldızsız olduğu bir gecede bütün şehir bir okyanusun derinliklerinde uykuya dalmış gibiydi. Rüzgar esmiyor, yaprak kımıldamıyordu. Ya...
Çok uzundur üçüncü belgedeyim. İkinci kat, ikinci daire. Ormanı görüyor pencerem, karşı daireler deniz manzaralı. Dün yöneticiye danıştım, karşımdaki dairele...
Sarı sarı, çıtkırıldım yaprakların üzerinde karışlıyorum sokağı. Sokak benim varlığımdan habersiz. Yağmakla yağmamak arasında mekik dokuyan yağmurun, artık r...
Adam: Gitmek zorunda mıydın?
Kadın: Gelmesen olmuyor muydu?
Adam: Ben geldim ya da sen oradaydın ya da ortada buluştuk, ne önemi var, seviyorum seni.
Kadı...
Nasıl anlatmalı, nereden başlamalı ki bu hikayeye? Her şey ben doğarken başladı desem çok edebi... Muhtemel, her şey emlakçının arayıp ev sahibi evi satacak,...
Günlerden bir gün, dünyalardan birinde, insanların birbirini sevmediği, insanların birbirine güvenemediği bir gezegende ruhunu öfkesiyle besleyen bir adam ya...
Kelimeleri kendim için çıkarıyorum, sigarayı yeni eşim için bıraktım. Namaza başlamamı ve günahı bırakmamı istedi. Tamam dedim, elliye gelmiştim. Bana bakaca...
Dışarıyı görebilmek için avucunun içiyle sildiği buğulu cama dikkatle bakıyordu. Silmişti ama hâlâ çok net bir görüntü yoktu. Telefonunun şarjı bitmişti. Kon...
Bekliyordu. Gelmeyeceğini bildiği ama ısrarla gelmesini istediği kişiyi iki saattir bekliyordu. Etrafta kimsecikler yoktu. Yağmur yeni bitmişti. Bitmişti ded...
Soğuk bir sonbahar gecesiydi. Saat ise gecenin üçü idi. Dışarıda sağanak yağmur vardı. Yağmur damlaları evin camına o kadar sert çarpıyordu ki koltukta uyuya...
1
Bahçeye gelince sağa sapıyorsun, iki kilometre daha yürü, ağaçların altından gitme, kafana ne düşeceğini bilemezsin. Sonra kıyıya varacaksın. Birkaç kayık...
burnunun dibinde bulunuyor oluşu, gözüne uyku girmemesine sebep oluyordu. ona bu kadar yakın olduğunu bilmek kalbinin hızlı çarpmasına yetiyor ve artıyordu b...
Bir kez öpmüştüm. Turşu kuruyordu. Yumuşak zemine pütürlü bir iz. Sarımsaklarından başını kaldırmadı, soymaya devam etti, elinde bıçak yoktu. Koltuğun önünde...
Artıkçı ve Oğlu
I
Günün birinde Kızılcakoru semtinde yaşayanlar ülkedeki yoksulluk sıralamasında birinci olduklarını küçük, tüplü televizyonlarından öğren...
4.10. İşte okul alarmım çaldı. Sertçe, sanki birine vurur gibi alarmı durdurdum.
Hemen kalkıp hazırlandım . Ve Helin aradı, onunla telefonda konuşarak merdi...
Ağlamayı icat ettiğimiz dönemlerdi. Sabah ekmek almaya kim inecek markete diye uzun uzun bakışırdık. Sonbahar bizim için yaprak dökmeye başlamıştı o yıl. Pen...
Birini biraz geçip ötekine biraz yaklaşırken, hiçbir kentin sınırlarına dahil edilmemiş, iki kent arası taş ve çimento taşınmamış o kocaman yokluklarda kaybo...
Yüksekte oturdum, çok yüksekte. Dokunmaya çalıştım göğe. Zemin kar kaplıyken çıkardım kürkümü, astım rüştümü. Denizi tuzlamayı ihmal edip bi' ısırık aldım ki...
Bir nedene ihtiyacım yoktu. Sadece ağlıyordum. Yastığımın ıslaklığını fark etmeden hıçkırıklarımın içimde yankılanışına izin veriyordum. Uçuşan perdemin ardı...
Bir yerde dünyanın en mutlu insanları varken bir başka yerinde en mutsuzu olabilirdi. Ve bu birbirine tezat olanların birbiri ile bir bağı da bulunabilirdi. ...
hiç bilmediğim köyde dolaşıyordum. akşam ezanı okunmuş, köydeki çocuklar çoktan evlerine çekilmişti. benim ise yerim yurdum yoktu. henüz kendimi ait hissetti...
Tutunamayanlar'dan Oğuz Atay’a, İnce Memed'den Yaşar Kemal’e, Kuyucaklı Yusuf’tan Sabahattin Ali’ye Hasretinde Prangalar Eskittim’den Ahmet Arif'e; dört arka...
Yine her zamanki sandalyesinde oturuyordu. Aklından hiçbir şey geçmiyordu. Hayır, yalandı bu. Aklından hiçbir şey geçmediğini düşünüyordu. Bazen zihnini tama...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok