Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
İlkbaharın bütün güzelliklerini sunduğu; eriyen karların toprağa, toprağınsa tohumlara, otlara, çiçeklere can verdiği ve güneşin bütün cömertliğiyle b...
Tapuya karşılık para. Şerefime karşılık haysiyetsizlik. "Satmadığın bir şerefin kalmıştı ulan ibine! " diyerek kendimle çetin bir mücadeleye girişmiştim. Ani...
-Biz niye böyleyiz Cevdet?
-Nasılız Yılmaz, anlamadım.
-Ben de onu diyorum. Ne olduğumuzu nasıl olduğumuzu anlamıyorum. Sabahtan akşama türlü insan oturuyo...
Uykulu, sıcak ve baygın güneşin altında uzunca yürümüştü. Yakası terden nemlenmiş, ensesindeki tüyler derisine batmıştı. Kaşesini çıkarmayı düşünse de vazgeç...
Renklerin tonu ruhunu yansıtıyordu. Askılardaki kıyafetlere teker teker bakıyor, dikkatini
çekenleri alıp, evire çevire inceliyordu.
Tahminime göre en az y...
Karanlık ve mavi beyaz bir duvar. Masa, sandalye, yatak, gardırop, bir ayna ve yerde bir halı. Yirmi beş yıldır aynı acı, aynı sıkıntı. Tavanda yanan sönük b...
-Gönül gözüyle göremedim gönlümden geçeni. Hayat beni kör edecek yakında.
-Mutlu musun peki?
-Hayır ama alıştım boğazımda yaşanan o yumruya. Artık daha ko...
Anlamlandıramadığım yaşamım gözlerimin önünden geçerken fark ettim kin tutuğum yılların nasıl hızla geçtiğini. Ansızın kurumuş boğazım düğümlendi, yutkunamad...
Kulaklarımda neşeli bir şarkı. Nereden buldum bunu hatırlamıyorum ama adımlarım ritme göre. Parmaklarım gitar çalıyormuş gibi hareketli oysa ki hiç gitar çal...
Mutfakta bir başına herkes uyurken öylece oturuyordu. Saat sabahın altısı gün yeni yeni uyanıyor o kafasındaki hayal kırıklıklarıyla ne yapacağını düşünüyord...
Demli çayından bir yudum aldı ve ilk yudumda, çayın demli aroması tüm duyularını ele geçirdi. Gözlerini kapattı, insan sesleri, martı sesleri ve vapur düdükl...
Güneşin size gülümsediği ama sizi sıcaklığıyla kucaklamadığı bir günde Eminönü’nde yürüyordum. Bir amaç dahilinde değil ama. Sadece yürüyordum öylesine. Nice...
O gün geldi. Bugün bütün korkularımı yendim ve onlarla yüzleştim. Artık emeklemeyi bırakıp yürümeye başlamam lazım. Hatta belki koşmaya, ardıma bile bakmadan...
Garbi esen yel uzaktan çok uzaklardan gelen fırtınayı haber veriyordu. Bir süre öncesine kadar durgun,sessiz ve dingin olan deniz bu anlarda hiddetini artırm...
Sam yeni taşınmıştı, tek başınaydı... Yaşanmışlıklarını, dostlarını ardında bırakıp gelmişti Halen'e. Her insan o yaştan sonra yeni ufuklara yelken açamaz, d...
Tekila, viski, votka ve rakı şişeleri tahta raflarda muntazaman dizili, sarı ışığın altında insana huzur veren bir güzellikle parıldıyordu. Bar taburesinden,...
Bugün Üsküdar’da indim. Daha çok yolum vardı Beylikdüzü’ne. Gözümde karartı, ellerim uyuşuk,telaşlı adımların habercisi,son tren değildi bu, yolun daha başın...
En karanlık kuyular içine düşmeye mahkûm olduklarımızdır. Ve her an güneşe bakarak kuyunun dibinde olduğun gerçeğini çaresizce solumaktır.
Doktor Erol Bey ...
Dağa çıkmıştım, bir amacım yoktu. Yol azığı diye Hacı Taşan çalıyordu telefonumda. Ama Hacı dayımın söylediği hiçbir şeyi anlamıyordum. Sanki türkü söylemiyo...
Soğuk sedyede, maviye çalan solgun bedenimle yatıyorum. Başımda iki doktor ciddiyetle işlerini yapıyorlar. "Ayaklardan başlayalım." diyor birisi, "En sıkıntı...
Yıllar sonra yalnızlıkla döllenmiş bir odanın en bereketli yerine suretini hatırlattı. Yeleğinin cebinden gelen düzensiz ce...
İmkansızlıkların imkanını kovalayan, her boşluğunda kendisine fırsat yaratmaya uğraşan ve kaderinin kör talihine küsmemiş bir taşralı. İç Anadolu'nun ücra, i...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok