Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Oturursun sabahın bilmem kaçında, bir masanın başına. Yüzünde yerlere dökülmeye can atan binlerce parça. İç sesinle dalarsın derin derin bir sohbete. Hayat m...
08.30 suları. Çiftlere ayrılmış günün ardılı. Yorgun, bitkin ve tesis politikası doğrultusunda uykusuz. Oda temizlikçisinin mitolojik çığlıklı tiz sesi odayı...
konur sokaktaki telvin bar’ın masasında bugün sen konuşuldun. öyle özlemiş öyle özlemişim ki seni, yüreğim darmadağın oldu. masada senin konunun açılmasının ...
Annemi okutmamış anneannem, evine köle yapmak için. Hem kız kısmı okur muymuş? Sonra anneannemin azabından kaçayım derken piç babama takılmış. Mutluymuş ama ...
Doğanın, dağları turuncunun çeşit çeşit tonlarıyla boyayıp adeta bir görsel şölen sunduğu, yağmurlu gün sayısının güneşli gün sayısına üstün geldiği, yaprakl...
cebeci'de uyandım bugün ismini bile hatırlamadığım bir erkekle beraber. günadınlaşıp, öpüyoruz birbirimiz ama hala hatırlamıyorum ismini. sonra kahvaltı hazı...
Cevdet abiyi ilk defa, Zülküf abiyle birlikte turlarken görmüştüm. Küçük şehrin olmazsa olmazlarından biri de akşam serinliğinde yapılan yürüyüşlerdir. Bir y...
Güneşin doğuşuyla açtığım ofisim uzun bir binanın yedincikatındaydı. Her sabah olduğu gibi o sabah da iki dereotlu poğaçamla açtım kapıyı. Masamın manzarası,...
Annemin, üzerine eski kanaviçeleri yerleştirdiği beyaz perdeyi hafifçe aralıyorum. Perdenin arkasındayım ve burası korunaklı sayılır. Beni kimse ne görebiliy...
Yoksulduk. Aslında, taşranın bolluğu şehrin yoksunluğuymuş. Öyle anladım bulanık bir şehre göçünce. Bir bavul bile etmeyecek yükümüz, içinde; bir basma etek,...
Düştüğümüzden beri ağlıyordu. Onunla konuşmam gerektiğinin farkındaydım.
‘Yeter artık dedim ağladığın. Yapacak hiçbir şey yok. Melek değilsin artık ve cenn...
Orta yaşlı bir kadın hafifçe omzuma dokundu kendi kendine konuşur gibi belli belirsiz bir sesle fısıldadı "Pardon burası ölüm kuyruğu mu?" Ne diyeceğimi bile...
Tahlil yaptırmak için hastaneye gittiğimde yaşlı bir teyze çekti dikkatimi. Beli hafifçe kamburlaşmış, yaşlılıktan mı yoksa üzüntüden mi bilmem ama bedeni kü...
Önünde upuzun uzanan ince yolu düşündü kadın. Onlarca tümsekli çukurlu yollardan sonra sakin bir patika olan bu ince yolu. Hayatının bu evresinde değişimden ...
Kabuklaşan vücuduna karşın zihni apaçık algılıyordu olanı biteni. Yaşamını gözden geçiriyor bütünüyle yutulana kadar türlü işaretlerin varlığını keşfediyordu...
Kalemim beni bu kez nereye götürecek diye düşündü kadın. Ruhunun nereye sürükleneceğini bilmiyordu ama geri duramıyordu kalemini eline almaktan. Böylece başl...
İtiraz ediyorum sayın yargıç. Yüce mahkemenize sığınıyorum. Evet tırmalamışım gibi göründüğünün farkındayım. Maksadım bu değildi. Tırnaklarım mı uzun sadece ...
Koşar adımlarla metroya doğru ilerliyordum. Bu treni de kaçıramazdım. Daha hızlı inerim diye yürüyen merdiveni bu kalabalıkta kullanmak aptalcaydı. Adımlar...
“Bakakalırım,” dedim.
“Giden geminin arkasından mı?” dedi gülerek. “Orhan Veli mi geldi aklına?”
“Yok,” dedim. “Öyle… Boş boş bakakalırım. Hiçbir sokak ism...
O sabah her zamankinden biraz geç uyandı Kral. Keskin kulaklarını tırmalayan gürültüler olmamıştı. Çok nadirdi böyle deliksiz uykular onun için. Zira her yak...
Ve biz uzaylılar gelişmiş bir diğer uzaylı medeniyet tarafından ziyaret edildik. Herbirimize hediye olarak sadece bir günlüğüne istediğimiz bir şeyi verecekl...
‘İnsan düş kurarken bir tanrı, düşünürken ise bir dilencidir.’
-Hölderlin
Pencereden bakıyorum. Y...
Soğuk bir karanlık koyda yürüdüm rüyamda. Yanımda sadece yalnızlığım ve çocukluğumun anıları. Dertlendim eski dertsiz anılarım karşısında. Babam ile çözüme ş...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok