Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
'O' geldi.
Elinde bir demet gül.
Bülbül, gül'süz edemezmiş.
Güldüm.
Yine çalmıştı.
O'nun her parçası gibi, özrü de çalıntıydı.
Ona en sevdiğim çiçeğin ...
Gökten süzülen taş alev topuna dönüşmüş kuzeye doğru hızla yol alıyordu. Bir an o parlaklığı her şeyi yutacak gibi olsa da sonrasında sönüp karanlığa karışmı...
Gözlerini kocaman açmış, uzun kuyruklu bir fare evinde dolanırken bacaklarıma sarılıp oturmak dışında bir şey yapmadım. O gün geç uyanmıştım ve sen çoktan ha...
Ilgıt Ilgıt bir rüzgar yokluyor insan yüreğinin Yusuf kuyusunu. Sabırla ruhunu beslemiş bir vakit dünyadan kaçmış. Varılacak bir serap ,sarılacak bir düş değ...
Çok eski zamanlarda Kurhanos adında bilge bir yaratık sonsuz ve derin bir boşlukta yaşamaktaydı. Sonsuz bir boşlukta yaşarken su ve ateşi alarak Pendor adın...
"İşte yine Oradayız, bütün sakinliğimizle bekliyoruz, olacak olan neyse olacak, ve ben tüm bunların arasında neyim? Bir su damlası, toz zerresi, kendi başıma...
Burada hiçbir duyguya yer verilmemiştir " yazısını bitirip editörüne gönderdi. Kahvesini aldı ve açık kapısından balkona doğru yürüdü. Keyiflenmiş olacak ki...
Gözleri alkolden seyiriyordu. Sokakta bozulması imkansız bir sessizlik vardı. Ellerinin üşüdüğünü hissetti bir an. Ellerini paltosunun cebinden çıkarttı. Dah...
İpte bıraktığım mandallar kadar canını sıkıyorum annemin. Annem; babam ile aramdaki insanlık tarihinde yıkılan ilk köprü, ara bulmaya çalışmaktan yoruldu ve ...
Şu vale gibiydi bekleyen. Bilmiyordu henüz kara toprağını bekleyen ölüleri... Kaybedecek kadar sahip olduğu bir şeyi yoktu, bilmiyordu o yüzden, özlemeyi... ...
Ağaçtan aşağı tek tek düşüyorlar, küçük, taze palamutlar. Henüz yeşiller ve sincaplar için lezzetli değil. Ama Rakko öyle düşünmüyor. Olgunlaşmış bir palamut...
Gökyüzü kızıla çalıyordu.
Ahmet, kafasında daha fazla şeyler, betimlemeler, hayatı anlayan o yazarlar gibi kelimeler dolsun istemişti ama sadece basit bir ...
Sarı renkli tüyleri olan bir köpek, sudan sıçrayan balık heykelli havuzdan su içti. Üç küçük kız yıkık dökük eski iskelenin kalıntıları üzerinde bağrışa çağr...
Bir zamanlar evim vardı. Evimde odam yoktu ama her oda bana aitti orada.
Annemin çiçekleri bir başka açıyordu, başka bir gözle okuyordu babam gazetelerini....
düşündüklerim ürkütüyor beni. çocuktum ben, bu gece büyüdüm. gözyaşlarım karıştı banyomun zeminine, gizlendim. gizledim parçalanmış ruhumu duvarlardan.
bab...
Yolda kendi kendine düşünüyordu bütün bunları, bütün olanı ve biteni. Dinlediği piyano parçaları da artık hislendirmemeye başlamıştı onu.
Ne yapsa eski topu...
Gönlüme bir hasretin yangını düştü ansızın. Derin derin daldım düşünce deryasına. Beni böyle düşündüren; bir denizin dalgaları, bir gökyüzünün maviliği ve o ...
İğrenç bir rüyayla uyanmıştım. Saate ve aynaya hiç bakmadan arabanın anahtarını alarak evden çıktım. Rüyamda yaşadıklarımı yaşıyordum. Can dostumu göre...
bizler ki, yeraltının en ücra köşelerinde hayat bulup ana rahminden evrene doğan insanlarız, bundan üşümüyoruz kolay kolay. her gece en derinimize gömdüğümüz...
Mahşeri bir kalabalık… İnsanlar aç kurtlar gibi… Metrobüs gelende bir yığın aç kurtla doluyordu sanki. Kapılar güç bela kapanıyor, en son binme şerefine nai...
Bir şiirin içinde yüzüyordu vapur. “Unutma ki dünya fani” diyordu billur sesiyle kadın. "Veren Allah alır canı.” Bu sözler, vapurun içindeki gürültünün doğur...
Yol çok uzun. Sol tarafta kavak ağaçlarının hafif rüzgarın esintisiyle savruluşları, sağ tarafta uçsuz bucaksız yeşil bir ova. Araçta çıt çıkmıyor herkes kaf...
Gün, mesaisini bitirmiş, vardiyasını akşama devretmişti. İki yakayı bir açıdan ayıran, bir başka açıdan da birleştiren o kadim deniz, mavi elbisesini çıkartm...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok