K-ADAM
@kadam
Çok gezdim, dolaştım
Halen dolaşmaktayım
bubisanatkadam@gmail.com
Kapı ısrarla çalınıyordu. Zilin sesini duydukça yorganın içindeki pamukları kulağıma tıkamaya çalışıyor gibiydim. Yorganın da faydası olmadığı için küfür etm...
Durgundu göl. Güneş bahçeye abanmış. Bahçe sarı bir hasta yüzü. Kuru otlar hasta, kuru ağaçlar hasta, kuru toprak hasta. Susuz bir kent. Kendi kendini kurutm...
Masmavi bir akşamüstü, güneş tepelerin ardından bir dost dokunuşuyla veda ediyordu. Yıpranmış bir teknenin son zımparasını atan K, günün yorgunluğunu omuzlar...
Okuduğum kitabın akşamından kalma zihnim duvarlarıma doğru sarmaşıkları ilerletiyor, ilaç isteğini bana hatırlatmaya çalışıyordu. Ellerim zihnime haplardan p...
Sanat dünyasında sıradan günlerden birisindeydik. Sanat dünyasında yaşamak, üretmekten ibaretti. Bu dünyanın ölüleri üretmekten ziyade sanatı tüketerek yaşar...
"Benim olmayan bir acının içindeyim. Bu acı, tanıdık değil. Bu acıdan zevk duyanların tam karşısındaydım. Şimdi bu acıdan acı duyuyorum ve… İşte tam karşımda...
Bir kapıyı kapattı. Dünya bağını kopardı. Yatağa uzandı. Başını, sırtını, baldırlarını, topuklarını yumuşak zemine iyice yaydı. Canı yanmıştı. Soludu, uzun. ...
Okulumuzun mezuniyet töreni olacaktı bu akşam. Resim öğretmeni Şahin hocam, törende takdim edilecek belgelerin tasarımını yapmak için akşam altıya kadar okul...
Yağmurlu bir gündü veya yağmur yağdırmak isteyeceğim bir gündü, bilemedim. Ağır adımlarla merdiven çıkıyordum kafamdaki onca soruya rağmen genel bir boşvermi...
Fatihane Mezarlığı’nın tarihi 300 yıla yakın dayanmaktadır. Bu çok sağlam ve köklü olan devasa mezarlık, bazen bir devlet adamının bazen bir sanatçının bazen...
"Eline sağlık. Çorba çok güzel olmuş."
"Afiyet olsun. Ben tadına bile bakmadan sen bitirdin."
"Seni uzun zamandır görmüyordum. Çorba içme bahanesini ortada...
(1. Bölümden Alıntı)
Hani derler ya, zaman, geri dönüşü olmayan anlardan ibarettir ve zaman, sanki elimizde çok varmış gibi dolu gösterirdi kendini bize. Am...
Hanpazarı,1992
Duvardaki saatten gözünü ayırmayan Hülya üşüyordu. Şubat ayı soğuktu ama onun her an daha da fazla üşümesine neden olan bozkır ortasındaki bi...
Soğuk bir rüzgar, öten kuşların sesini bastırıyor. Sarı renkte dökülen yapraklar sonbaharın habercisi. Yalnızsın. Kafanın içindeki karmaşık cümleler sarmış d...
Gözlerini açarken yorgun değildi. Bir haftadan beri ilk defa yorgun uyanmamıştı. Bir hafta bir ömür gibi uzun ve bir cumartesi kadar yoğunken her sabah daha ...
Nefes alan bir canlı gibiydi zaman ve vardı
Karanlık dehlizleri burçların ucunda
Zamanı kucaklamak da belki en azından
Bir sürgün bu sevgilim, tut elimden...
Bi' zamanlar küçük bi' çocuktum.
Paslı, küçük bi' bisikletle turlardım Kağıthane'yi baştan sona.
Uçurtmam olsun istemiştim hep.
Almak için yemek bile yeme...
Biz beraberken yaz geceleri bir başkaydı sanki
Portakal bahçeleri bir başka kokardı...
Biz beraberken çiçekler daha çabuk açardı
Sarmaşıklar dans ederdi s...
Yıldız ışığında seninle sohbet etmek istiyorum.
"Nereye?" diyor kabaca bir ses.
—Allah'la sohbet etmeye.
Seninle baş başa sohbet etmeme bile izin vermiyor...
İçinde nefret olan adam
Kendini aşka adamış,
Öylesine absürt,
Böylesine anlamsız şey,
Görülmemiş fildişi kasvetli kalelerde...
Neyse işte...
Anlamsız v...
ey çığ! düşerken alıp götürür müsün beni?
-charles baudelaire
çiçek adlarında birikmiş bir fotoğraf,
çığlıkların silsilesini boğuyor kokusuyla.
bir gün b...
yakıyorum kendimi çürümüş güzel bir köşkü yakar gibi sarhoş ıslığında gölgelerin
aç bir çocuğun ıssız kemiklerinde benim duyulmamış bir şarkım vardı.
eller...
bulutlar ne varsa içlerinde kalan dökecekler birazdan,
içimin sızısının yakınlığından anlıyorum.
hanımeli çiçek açmıştı ben de biraz ağrısızlaşmıştım,
uza...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok