Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Yine köşesine çekilmişti. İçinde hissettiği boşluk onu hapsediyordu. Her duyguyu içine çeken bir koca delikti sanki. Boşluk hissi onu bırakmadıkça rahatlayam...
Defalarca, suyun altında aldığı o derin nefesi suyun üstüne çıkıp verircesine doğruldu yattığı yerden. Elleri aynı telaşla tuttu üzerinde uyuduğu, dünyanın t...
"Şu adamı görüyor musun? Ellerindeki derin çizgileri, gözlerinin çöküklüğünü...
ceketini sımsıkı ilikleyişine bak sanki düğmeler açılsa içinden yıllardır sa...
Vakitlerden bir aralık gecesi, bense zamansızlığın bağrında iklimsiz bir çırpınıştım. Dört kişilik masada bir varlık alanı kaplıyor, şu güzel deniz havasıyla...
Bir sahaf dükkanında, eski bir kitabın içinde buldum onu. Bazı yerlerinde dağılmış mürekkepler, envai çeşit lekeler vardı ve eskimişliğiyle epey uzun bir yol...
2- Sorgu
Gün aydınlanmaya yakınken sabah namazından çıkan cemaat, imamın her zamanki yanık sesiyle okuduğu selâyı dinliyordu. Ses ince ve uzun minareden kö...
Ayakkabılar değiştikçe insanlar değişiyor. Rugan giyenlerin sert bir kişiliği var, saçlarımı çekebiliyorlar. Kravatları fazla sıkı, gevşetmekte zorlanıyorum....
Yine tembellikle geçirdiği bir günün akşamında pencerenin kenarına oturdu, dışarıyı seyre koyuldu. Sokak lambaları henüz yanmamıştı, ortalık daha aydınlıktı....
Tasmasını çekiştiren kedimi ikaz ettim, beni dinlemedi. Sokaktaki kedilere sataşmak istiyordu. Karşılıklı miyavladılar. Arkadaşım bana seslendi:
-Bırak şu ...
Soğuk kış akşamı düşen kar tanesi sadece etrafı süslemiyor, beni de sürükleniş halindeki varlığına hapsederek resmen tatmin oluyordu. Bu hisleri gözlerine ba...
Uçağa çıktım. En arka koltukta oturacaktım. Merdivenin bitiminde bekliyordum. Önümdeki engelli adam, hostes eşliğinde numarasına taşınıyordu. Memurun kibar g...
Atılan taş sırtına gelmişti. Arkadaşıyla kaçıyor, bir yandan da bacağına batan dikenlere aldırış etmemeye çalışıyordu. O sırada bile aklından binbir türlü dü...
Nereye gitsem diğerlerine göründüğü gibi görünmüyordu hayat, karanlıktı. Bu karanlığın içinde bile kendime yer bulamıyor, her yere ve her şeye hissettiğim ya...
Sopayı kapan parka koştu. Çocuk, genç, yaşlı herkes sokağa dökülmüştü. Ellerinde irili ufaklı sopalar yüzlerinde azgın bir ifadeyle birbirleriyle adeta yarış...
Her şeyden habersiz oturmuş, çayını içiyordu. Altında üç ayaklı tahtadan tabure, elinde kurdelesi ve her yudumundan sonra kurumuş otların üstüne koyduğu bard...
İçtiğin suyun bir bedeli var, burada kalacaksın. Hala içmeye devam ediyorsun, görünen o ki bana inanmadın. ‘’Ne diyor bu soytarı’’ diyorsun belki de. Bak, be...
paris’te hazan vakti, önce gözlerinize uğrar. gökteki okyanus bekler durur incilerini dökmeyi. akşam. ellerim üşür, ankara’dan getirdiğim paltom yırtık, cebi...
Yaprakların yerinden sıkılıp savrulmaya başladığı zamanlardı. Bazen ıslanıp kaldırımlara yapışacaklardı. Yeni ağaçların diplerine uçacaklar ve yeni hikâyeler...
Ekimin yağmurlu bir günüydü. Yıldız Caddesi'nden evime doğru yürüyordum, karnım açtı ve yanından geçmekte olduğum tantunici beni fazlasıyla cezbetmişti. İçer...
Yanlış anlamıştık birbirimizi fakat doğrusu için çabalamayacaktım. Gözlerimi kırpmadan baktım yüzüne. Bir çehreyi saklayabileceği en güzel maskeyle örtmüştü,...
Karanlık değildi odanın içi ama aydınlık? Aydınlık hiç değildi. İçerisi, öğlen vakti başına oturulan kitaba devam edebilmek için gözlerin akşamüstü karanlığı...
Bir çığlık geliyordu ancak bu çığlığın nereden geldiğini anlamıyordum. Sanki bir annenin feryadı gibiydi, belki de bir kadının acısıydı. Anlamıyordum ve bunu...
Yaz kızım:
İki kilo çimento,
Birkaç takoz,
Bir kürek…
Yazdım efendim. Ama merak ediyorum, bunlarla ne yapacaksınız?
Onlarla… Onlar lazım olanlardır, yer...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok