Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Evdeyim. Perdeler sonsuz örtülü. Sabahtan akşama. Soğuk ama gevşek bir boşluk gibi süzülüyorum odadan. Odaya. Bazı, uğramadığım köşeleri var evin. Soğuk mu, ...
Aydın Albay: Ben de sayabilirim.
— Sanmam.
Aydın Albay: Var mısın?
— Varım. Kahveni al gel, bekliyorum durağın oradaki ağacın altında aklımdan adımlarını ...
Gözleri kıpkırmızı olmuş ve tek bir noktaya kilitlenmiş şekilde bakıyordu. Onun için dünya küçülmüş ve birkaç metre uzağına yerleşmişti. Bir avuç toprak kada...
Burası çok sıcak. Vücudum yanıyor. Benimle beraber on iki kişi var. Hepsini vurmak, bir otomatik silahla kafalarını patlatıp beyinlerini duvarlara akıtmak is...
Hayatı sırtında taşımaktan yorulmuştu.
Ellerini bir sarmaşık gibi birbirine dolamış, önünden geçen insanları izliyordu. Kulaklığı ne zaman kulağına taksa, k...
...Güneş dağlara doğru eğilmişti. Kürek mahkumu kafilesi ormandaki işlerinden dönüyordu. Trumov elini yüzünü yıkamış ve akşam yemeğini beklemek üzere tahta r...
Sanırım iyi okumuş ama kötü yazmış biriyim. Bu tür olaylara girişimim de lise yıllarımın başından beri olmasa da lise yıllarıma dayanıyor. Öncesini d...
Hesap gününün gelip geçmesinin sonrasında Adem, ikinci kez kovuldu cennetten.
Adem Türkiye'de doğmuş bir genç. Havva ile ilgili bir problemi yok yalnızca ke...
Okuyacağınız metinde tetikleyici unsur bulunmaktadır.
Aynada kendine baktı. Burnunun üstüne bastırdığı kandan ıslanmış peçeteye, göz altlarındaki mor halkal...
Kendini tanımak, anlamak için büyük emekler verdiği bir süreci tamamlamıştı Beyhude.
Bazı huylarının yaşattığı nedensiz üzüntülerin yorgunluğuyla yüzleşerek...
Etrafımı kolaçan ediyorum. Ayaklarımın altında sonsuzluğa uzanan deniz dans ediyor. Martılar bile mutlu. Benim haricimde. Benim dışımdaki herkes gülüyor! Ben...
Güneş; bilinmeyen yerlerin, bilinmeyen derinliklerinde gözlerini kapatmış, karanlığın son demlerinin keyfini çıkartırken Hamit henüz uyumamıştı bile. Uyumakt...
O gün çok durgundum, o da bunu fark etti, her zaman az da olsa mutlu görünen, etrafına karşı iyi davranan, selam veren herif; hüzünlü hüzünlü uzağa bakıyordu...
Yıllardır peşini bırakmayan sırt çantasını taşımanın verdiği kamburluk ile oluşan bakış açısı, onun etrafını eğri büğrü görmesine neden olmuştu. Bu yüzden çe...
Bazı zamanlar gün gerçekten aymazdı. O zamanlarda “Günaydın.” diyenlerden nefret ederdim. Normal günlerde bile bu sözü kullananları pek sevdiğim söylenemez. ...
—Yemekten sonra oyunuma devam edebilir miyim?
—Tabii edersin. dedi babası kızına sevecen bir gülüş atarak.
—Ancak önce yemeğini bitirmen lazım.
Kızının yü...
Dünyaya bir kez daha gözlerimi açıyormuşum hissine kapılmaya başladım. Yıllardır uğramadığım bu virane köy şimdi bana yeniden mesken olabilecek mi? İşte buna...
Gözümü açtım, Lamia yanımda yarı çıplak, sırtüstü yatıyor. Beyaz tenli, siyah saçlı, güzel kemikli, yani çıldırtıcı yüzüne, daha önce hiç bu kadar güzel kadı...
"Önce sağa dönmeli ardından sola ve sonra şu meşhur köşeden sağa. Evet bütün yol aklımda hazır ve nazır benim için gereken yürümek." diye geçirdi içinden, il...
Gençlik ateşinin yarattığı farkı yaşlanmaya başladığım bugünlerde anlıyorum. Hiç sahibi olamadığım mutluluk için planlar yapıp hayaller kurduğum eski günleri...
Sokakta oyun oynayan bir Harun... Koşan, bahçe duvarlarında gezen, arkadaşları ile ilginç şeyler peşinde arayışları olan, ateş yakan, bazen de gidip yaşlılar...
Anahtar yuvasına oturdu. İki kere çevrildi. Kilit sesi ve sonra bir gıcırtı… Kapı açıldı. Sol eli kapının kolunda, sağ elinde kahverengi bir bavul… Kapıyı tu...
Alsancak tren garında beklemekteydim. Tarihî bir gardır, elbet epey yıllar hizmet vermiş ancak emekli olmuş da gönlü kırılmasın diye birkaç sefer yazmışlar, ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok